Kasten Olmak Ne Demek? Hayatın “Bilerek” Yapılan Komedisi
Hayat bazen öyle bir sahneye dönüşür ki, kasten mi oldu yoksa tamamen kazara mı, ayırt etmek imkânsızlaşır. Ama gelin bugün “kasten olmak” meselesine sadece hukuki veya akademik bir gözle değil, biraz da esprili, biraz da içimizi ısıtan bir bakış açısından bakalım. Çünkü itiraf edelim, bazen kasten olmak hayatın en eğlenceli kısmı olabilir!
Kasten Olmak: Bilerek, İsteyerek, Planlayarak… Ve Bazen Komik Sonuçlarla!
Kasten olmak en basit hâliyle “bir şeyi bilerek ve isteyerek yapmak” anlamına gelir. Ama bu kadar teknik açıklamayla yetinirsek yazının kalan kısmı bir hukuk dersine döner ki, buna ne senin ne de benim tahammülümüz var. O yüzden gel, bunu günlük hayatın içinden örneklerle açıklayalım:
- Sabah alarmını susturup “5 dakika daha” diyerek işe geç kalmak? Evet, kasten.
- Eski sevgilinin yeni sevgilisini stalk’layıp “yanlışlıkla” beğenmek? Ah, %100 kasten.
- Yemeğe tuz yerine şeker koyan kaynana? O da kasten, sevgili okur, o da!
Kısacası kasten olmak, bir davranışın arkasında bilinçli bir niyet olmasıdır. Ancak işin içine insan doğası girince, bu “niyet” öyle planlı, öyle stratejik hâle gelir ki, bazen bir satranç ustasıyla yarışır!
Erkeklerin Kastenliği: Stratejik Planlama 101
Erkek dünyasında kasten olmak genellikle çözüm odaklı ve stratejik bir hal alır. Onlara göre her şey bir plan dahilinde olmalı, çünkü kontrol ellerindeyken her şey daha kolaydır. Mesela:
- Eşinin doğum gününü unutmamak için iki hafta önceden alarm kurar. (Kasten romantik!)
- Kavgada son sözü söylemek için sessiz kalır. (Kasten stratejik!)
- “O maçı izlemek zorundayım” bahanesini üç gün önceden hazırlar. (Kasten bahaneci!)
Erkeklerin bu stratejik kastenliği bazen zekice, bazen komik, bazen de “ne gerek vardı şimdi buna?” dedirtecek düzeydedir. Ama kabul edelim, bu kastenlikleri olmadan hayat biraz daha sıkıcı olurdu.
Kadınların Kastenliği: Empatiden Doğan Tatlı Oyunlar
Kadınların kastenliği ise genellikle ilişkisel zekâ ve empatiyle harmanlanır. Onlar için bir şeyi bilerek yapmak sadece kendi çıkarları için değil, duygusal dengeleri korumak içindir. İşte birkaç klasik örnek:
- Trip atmadan önce “ben kızgın değilim” demek. (Kasten pasif agresif!)
- Birini utandırmadan gerçekleri yüzüne vurmak. (Kasten nazik!)
- Evde biri bir şey unuttuğunda, hatırlatmayıp sonradan “ben demiştim” diyebilmek. (Kasten haklı!)
Kadınların bu bilinçli tercihleri, aslında duygusal zekânın en tatlı göstergesidir. Çünkü onların kastenliği, çoğu zaman birilerini kırmadan mesaj iletmek ya da ilişkileri güçlendirmek içindir. (Ama bazen de intikam soğuk yenen bir yemektir, değil mi?)
Kasten Olmanın İnce Çizgisi: İyi Niyet mi, Planlı Tuzak mı?
Kasten olmak her zaman kötü bir şey değildir. Aslında çoğu zaman hayatın tadını çıkarabilmemiz için bilinçli tercihler yapmamız gerekir. Fakat burada ince bir çizgi vardır: iyi niyetle yapılan planlı bir hareket ile sinsice kurulan bir tuzak arasındaki fark…
Birini mutlu etmek için doğum günü sürprizi planlamak da kasten, aynı şekilde birini utandırmak için kusurunu ortaya çıkarmak da. Aradaki fark tamamen niyettedir. O yüzden “kasten olmak” deyince kötü şeyler aklımıza gelmesin. Bazen bu bilinçli tercihler ilişkileri güçlendirir, bazen de en komik anılarımızı yaratır.
Sonuç: Kasten Olun, Ama Sevgiden Şaşmayın
Hayat, bilmeden yaptığımız saçmalıklarla olduğu kadar, bilerek yaptığımız tercihlerle de şekillenir. Kasten olmak, biraz bilgelik, biraz da mizah işidir. Erkeklerin planlı hareketleriyle kadınların duygusal sezgileri birleşince ortaya çıkan tablo da işte tam olarak hayatın kendisidir: tatlı, komik, bazen çetrefilli ama hep öğretici.
Şimdi söyleyin bakalım sevgili okuyucular… Siz en son neyi “kasten” yaptınız? Yorumlara yazın, hep beraber gülerek analiz edelim!